Blog yazmak ve Hızlı Yazar

Hızlı Yazar benim için bir blogdan öte; bazen içimi döktüğüm bir defter, bazen sizinle dertleştiğim bir kahve masası.

Selam blogculuk dünyasının güzel insanları! Ben A.., bu küçük sitenin editörü, daha doğrusu yazanı, çizeri, her şeyi. Bugün, arefe gününün sabahında, içimden sizinle şöyle samimi samimi, dost sohbeti gibi bir şeyler paylaşmak geldi.

Hızlı Yazar benim için bir blogdan öte; bazen içimi döktüğüm bir defter, bazen sizinle dertleştiğim bir kahve masası. “Neleri Kaçırıyoruz?” yazısından “Minimalizm Efsaneleri”ne, “Pomodoro Tekniği”nden “WordPress Ping Servisleri”ne kadar uzanan yazılarla, hem kendime hem size bir şeyler anlatıyorum.

Hızlı Yazar benim için bir blogdan öte; bazen içimi döktüğüm bir defter, bazen sizinle dertleştiğim bir kahve masası.
Photo by nappy on Pexels

Gelin, bu sefer Hızlı Yazar’ın benim için ne olduğunu, blog yazmanın hayatımdaki yerini en içten halimle konuşalım.

Sitemde bir motto var: “Kişisel Blog – İşletmeler, bireyler, öğrenciler, akademisyenler ve hatta yazarlar bile, bloglama yoluyla farklı amaçlarla iletişim kurabilirler.” Bunu yazarken aklımda kendim vardım aslında.

Hızlı Yazar, benim içimi dışa vurduğum bir yer. Mesela, “Neleri Kaçırıyoruz?” yazısını bir akşam, elimde bir bardak çay, yorgun argın yazdım. Gün boyu koşturmuşum, bir an durup “Ben neyi kaçırıyorum?” dedim. Sonra klavyeye sarılıp içimi döktüm. O yazıyı yazmak, sanki bir arkadaşla dertleşmek gibiydi.

Yazdığım şeyler hep içimden gelenler. Minimalizmi keşfederken kafamda dönenleri, Pomodoro’yla zamanımı toparlamaya çalışırken yaşadıklarımı, WordPress’te blogumu büyütürken öğrendiklerimi paylaşıyorum.

Hızlı Yazar, hem benim kendimi bulduğum hem de size “Hadi, gelin beraber düşünelim” dediğim bir alan. Her yazıda “Acaba bu sana da iyi gelir mi?” diye geçiriyorum içimden.

Blog Yazmak: İçimi Dökmek, Seninle Bağ Kurmak

Hızlı Yazar”da Türk blog dünyasının capcanlı olduğundan bahsetmiştim ya, işte o dünyanın bir parçası olmak beni çok mutlu ediyor. Blog yazmak, içimdekileri dışarı atmanın en güzel yolu. Yazıyı bitirip “Yayınla”ya basınca, oh, bir rahatlıyorum! Ama asıl keyif, sizden gelenler.

İletişim sayfasında “Merhaba erenler. Bu sayfadaki Bir cevap yazın kısmı üzerinden bana mesaj gönderebilirsiniz” yazdım, çünkü gerçekten sizinle konuşmak istiyorum. Gelen bir “Bu yazıyı sevdim” yorumu, bir “Ben de deneyeceğim” mesajı yüzümü güldürüyor. Sanki uzaktan uzağa bir kahve içiyoruz. Blog yazmak, sadece benim içimi dökmem değil; seninle kurduğumuz bir muhabbet.

Neleri Kaçırıyoruz?” yazısında kendime de sordum: Gerçekten neleri kaçırıyorum? İş, sosyal medya, yapılacaklar listesi derken kendimi unutuyorum bazen. İşte o anlarda klavyenin başına geçiyorum. Blog yazmak, benim için hayatın hızında bir durak.

Mesela, “Pomodoro Tekniği”ni yazmadan önce kendim denedim. 25 dakika yazdım, sonra kalkıp bir çay koydum. Hem yazım bitti, hem kendime bir iyilik yaptım. Hızlı Yazar’da bunları paylaşırken, belki sen de o telaşın içinde kendine bir mola verirsin diye umuyorum.

Minimalizm Efsaneleri”ni yazarken, bu fikri hayatıma nasıl kattığımı düşündüm. Minimalizm benim için eşya atmak değil, kafamdaki fazlalıklardan kurtulmak. Yazarken de öyle; uzatıp dolandırmadan, içimden geldiği gibi yazıyorum. Hızlı Yazar’ın sade hali, benim tarzım işte.

WordPress Ping Servisleri” gibi teknik bir şeyi bile, sana çay masasında anlatır gibi yazıyorum. Çünkü yazılarım sana bir şey katsın istiyorum, hem de yormadan, içten içe.

Blog Yazmak Bana Ne Kattı?

Türk blog dünyasına bayılıyorum; sosyal medyanın hızına inat, burada derin derin konuşabiliyoruz. Hızlı Yazar, benim dijital dünyada attığım bir adım. İleride bloglar daha da özelleşir belki, teknoloji değişir, ama ben bu samimi halimi korumak istiyorum. Yazarken içimden geçen o sıcaklık, hep kalsın diye. Twitter’da iki kelimeyle geçiştirdiğim bir şeyi, burada seninle uzun uzun paylaşıyorum; bu bana çok iyi geliyor.

İki Satırla Bitireyim

Hızlı Yazar, benim küçük sığınağım, içimi döktüğüm yer ve seninle muhabbet ettiğim bir köşe. Bu yazıyı yazarken kendimi bir kez daha buldum; umarım sana da bir şey katar. Hayat hızlı akıyor, ama durup yazmak, seninle paylaşmak beni mutlu ediyor.

Hızlı Yazar’ın lafıyla bitireyim: “Hızla akan günler arasında, küçük ama değerli anları kaçırmayalım.” Ramazan bayramınızı da tebrik ediyorum.

Hadi, yorumda buluşalım; sen neler düşünüyorsun, anlat bana!

Yazar: Hızlı Yazar

Okumak, bir insanı doldurur; konuşmak onu hazırlar yazmak ise olgunlaştırır.

“Blog yazmak ve Hızlı Yazar” için 2 yorum

  1. Selam, bu blogu düzenli olarak takip etmeye çalışan bir okurun olarak bu blogda beni çeken iki şey var.

    1) Blog tarzının 2005 – 2010 arası Internetini bana anımsatması. Herkesin sosyal medyada fink atmadığı, blogların RSS üzerinden takip edildiği ve her blogun ayrı bir tadı olan, esaslı dönemler.

    2) Teknik konuları dahi kendine has tarzınla edebileştirebilmen ve yazdıklarının akıp gitmesi.

    Bu vesileyle iyi bayramlar dilerim. 😊

    1. selamlar Onur, 5 gündür yorumuna cevap yazmaya çalışıyorum. Şimdi fırsatını buldum, kusura bakma.

      Blogun eski internet ruhunu hatırlatması, işte tam da bu yüzden yazmaya devam ediyorum. O dönemlerin samimiyeti, bağımsızlığı ve kişiselliği bambaşkaydı.

      Teknik konuları o dönemin ruhuyla harmanlama çabamı da fark etmiş olman ayrıca sevindirdi. Zira ne anlatırsam anlatayım, düz bilgi vermek yerine, içine biraz ruh katmaya çalışıyorum. Okuyanın sıkılmadan, hatta keyif alarak okuması önemli benim için.

      Senin gibi okurlar oldukça, yazmaya devam etmek için hep bir sebebim olacak. Güzel dileklerin için çok teşekkür ederim. 🎉😊

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.